Akif inan, 1969’da deneme ve oyun yazarı Nuri Pakdil’in öncülüğünde çıkan Edebiyat dergisinin kurucuları arasında yer alır. Bu derginin isim babası kendisidir. Diğer arkadaşları Maraş lisesinde beraber oldukları Alaeddin ve Rasim Özdenören kardeşler ile Erdem Bayazıt’ın. (Cahit Zarifoğlu bu tarihlerde Ankara’da olmadığından Edebiyat dergisinin kurucuları arasında yer almamıştır).
Edebiyatımızda Yeni İslamcı Akım’ın kümelendiği bir dergi olarak tanımlanan Edebiyat, 1980’e kadar çeşitli aralıklarla yayınlandı. Geleneklerimize ve yerli kültürümüze bağlı olarak İslâmi dünya görüşünün edebiyatının yapıldığı bir dergi görünümünü sonuna kadar sürdürdü. Bu derginin başyazarı Nuri Pakdil’dir. Edebiyat dergisi ve Nuri Pakdil ile ilgili görüşlerini M. Akif inan’ın notlarından izleyelim;
” Üniversite giriş sınavları için İstanbul’a gelmiştim. Bir kaç ay kadar kaldığım İstanbul’da sosyal faaliyetleri de izlemeye çalışıyorum. Bir gün Nurettin Topçu’nun konferansında E. Beyazıt’la karşılaştım. Pakdil, Bayazıt daha bir kaç kişi de olacak, şehir otobüsüne binerek bir yerlere gidiyoruz. Pakdil hararetle bana Erdem’le görüşmemi sürdürmemi tavsiye ediyordu. O gün Pakdil’le her konuda birlikteliğimiz için kavilleştik, ahitleştik. Aradan bir yıl geçti. Ankara’da üniversite öğrencisiyim. Aynı zamanda Salih Özcan’ın çıkardığı Hilâl dergi ve yayınevini yönetiyorum. Pakdil askere gitmek üzere Ankara’da. Bir süre beraber olduk. Bitlis’e gitti. Bitlis’ten bana mektuplar yazdı. Dergi ve kitaplarımızdan istedi. Askerlik dönüşü bir süre İstanbul’da kaldı. Yeni istiklal gazetesini yönetti. 1963’te avukatlık stajını yapmak üzere Ankara’ya yerleşti. Nişanlanmıştı. Her gün beraberdik. Arada bir İstanbul’a, Maraş’a gidip geliyordu. Staj sonrası Enerji Bakanlığında hukuk müşaviri olarak 30 lira yevmiyeyle göreve başladı. Memuriyeti Fethi Gemuhluoğlu bulmuştu. Bir süre sonra askerlik dönüşü Erdem Bayazıt da Ankara’ya yerleşti, İstanbul Hukuk Fakültesini yarıda bırakmıştı. Ankara’da DTCF Edebiyat bölümüne öğrenci oldu. MEB’ da da memur olmuştu. Daha sonra R. Özdenören Ankara’ya gelip yerleşti. DPT’ye uzman yardımcısı oldu. Pakdil de DPT’de uzmandı. Ben Türk Ocaklarında çalışıyordum. Türk Ocağı binası buluşma yerimiz olmuştu. Ocağın üst katındaki daire aynı zamanda lojmanımızdı. Bu daireyi bir süre Pakdil’le paylaştık. Yıllar akıp gitti. Bizler, Pakdil, Erdem, Rasim her gün beraberdik. Teftişte olmadığı günler Hasan ve bilhassa Fethi ağabey, bazen Nazif, Bahri. Zaman zaman Zübeyir Yetik. Veİstanbul’dan Nihat Armağan. Akşamlan ya Türk Ocağındayız, ya Fethi Ağabeyin Saraçoğlu mahallesindeki lojmanında, ya Gençlik Parkındaki “Söğüt” adını verdiğimiz çay bahçesinde, ya bir pastane veya otel lobisinde. Bazen Hacı Bayram’da bir kahvede. Fethi Ağabey varken baş konuşmacı oydu. Siyasetten sanata, tasavvuftan Pakdil’in nişan işine değin çok geniş bir konuşma alanımız vardı.”
Mehmet Akif inan, cemiyetçi kimliği ve sosyal olaylarla yakın ilgisi yüzünden 1962 yılında kaydolduğu fakülteyi 1971-1972 ders yılının yaz döneminde bitirerek Türk Dili ve Edebiyatı Lisans diplomasını alır (30.10.1972, diploma no: 9493]. Tamamlayıcı dersleri Arapça ve Farsça’dır. Aynı yıl Uşak İmam Hatip Lisesi Türkçe ve Edebiyat öğretmenliğine atanır. Burada üç yıllık öğretmenliği sırasında yüzlerce öğrenci yetiştirerek Türk Dili ve Edebiyatını, özellikle şiir sanatını onlara sevdirir. 1975 yılında kısa dönem askerliğe alınır (15 Temmuz-31 Ekim 1975). Askerliğini İzmir Bornova’da 57. Er Eğitim Tugayı’nda yapar. Bu kısa askerlik döneminde devrin önemli şair, yazar, sanat ve siyaset adamlarıyla birlikte olur.